1. Bölüm: Özgürlüğe Dönen Pervaneler: Liberty Sınıfı Ticaret Gemileri
2. Dünya Savaşı başlamadan önce, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gemiler 20-25 yaşını aşmış ihtiyar gemilerdi. 1936 Deniz Ticaret Yasası ile ticaret filolarında radikal değişikliklere gidildi. Filolara eklenecek yeni gemilerin kıstasları belirlendi. Bu yeni gemiler Amerika Birleşik Devletleri tersanelerinde yapılan, Amerikan şirketleri tarafından işletilen ve personeli eğitim almış Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlarından seçilecekti. Yasanın kabul edilmesinden iki yıl sonra, Amerika Birleşik Devletleri Ticaret Denizcilik Akademisi’nin öncüsü olan ABD Ticaret Denizci Kadet Kolordusu kuruldu. Bu yasada belirlenen gemi üretim sayısı 1936 senesinde yılda 50’ye, 1939’da 100’e ve 1940’da ise 200’e çıktı.
Savaş Avrupa’da başladığında, Atlantik üzerinde taşıma yapan tüm ülkeler hazırlıksız yakalanmıştı. Almanlar deniz güçleriyle İngiliz ticaret konvoylarına ağır kayıplar verdiriyordu. Hitler’in 1940’ta Büyük Britanya’ya saldırmasıyla ABD’nin gemi üretimini artırma ihtiyacı kritik hale geldi. İngilizler artık çok sayıda gemi üretemez hale geldi ve ayrıca yiyecek ve malzemeye de ihtiyaç duydu. Birleşik Devletler, Büyük Britanya düşerse Batı Avrupa’da müttefiki olmayacağını biliyordu. Lend-Lease programı kapsamında ABD, Büyük Britanya için ticari gemiler inşa etmeyi kabul etti. 1940 yılında İngiltere, kayıplarını telafi edebilmek ve ticaret filolarını güçlendirmek için Amerika Birleşik Devletleri’ne 60 adet Ocean sınıfı yük gemisi siparişi verdi. Bu gemiler; basit, eski ama güvenilir, zamanına göre oldukça büyük 2500 beygir gücünde buharlı makinelere sahipti. O dönemde İngiltere geniş kömür madenlerine sahipti. Kayda değer petrol üretim tesisi yoktu. İlk tasarımlar J.L. Thompson & Sons üretimi basit bir buharlı vapuru temel alıyordu. İlk örnekler arasında 1939 üretimli SS Dorington Court sayılabilir. Ocean sınıfı ilk gemi olan SS Ocean Vanguard, 16 Ağustos 1941’de suya indirildi.

Ocean sınıfının tasarımı USMC için oldukça ilgi çekiciydi. Tasarımında yapılacak bir dizi değişiklikle 1936 yasasına uygun hale getirilebilirdi. Daha da önemlisi standart ve seri üretim için biçilmiş kaftandı. Elbette ki standart bir modelin seri üretime alınması, üretim maliyetini indirecekti. Komisyon gemilerin tasarımını değiştirerek EC2-S-C1 koduyla üretim iznini verdi. Geminin maliyetinin 1/3’ünü, plakaları birleştirmede kullanılan perçin ve perçinleme işçiliği oluşturuyordu. Tasarımda perçinleme yerine kaynak ile birleştirme tekniği seçildi. Bu sayede hem zamandan, hem de işçilikten ve maliyetten ciddi oranda tasarruf planlanıyordu. Ayrıca kömürlü kazanları da fueloil ile çalışan kazanlarla değiştirildi. Tasarımın son hali Deniz Ticaret Yasası tasarımı olarak kabul edildi. Kazanların üretimi Joshua Hendy Iron Works’e aitti. Bu şirket ise, Liberty gemileriyle efsaneleşecek Henry J. Kaiser’in başında olduğu meşhur Six Companies’in bir şirketiydi. Taşıma kapasitesini 10.200 tona çıkarabilmek için 0,46 metre uzatılması gerektiği anlaşıldı. Yaşam alanı, köprü ve motor geminin ortasına yerleştirildi. Motor şaftı uzun bir tünelle pervaneye bağlandı. 27 Mart 1941’de, Savunma Yardımı Ek Ödenek Yasası ile Lend-Lease gemilerinin sayısı 200’e, nisan ayında ise 306’ya yükseltildi ve bunların 117’si Liberty gemisi olacaktı.

Acil durum nakliye gemileri görünüşte tam bir felaketti. Başkan Roosevelt onları “Korkunç görünümü bir şey” Time Dergisi ise “Çirkin Ördek Yavrusu” olarak lanse etmişti. 27 Eylül 1941 günü, Bethlehem-Fairfield Tersanesi’nde ilk acil durum nakliye gemisi suya indirildi. O gün, kamuoyunu ikna edebilmek için, Özgürlük Filosu Günü olarak lanse edildi. Suya indirilen geminin adı SS Patrick Henry idi. Patrick Henry’nin “Bana özgürlük ver, ya da ölüm” sözüne atfen bu acil durum nakliye sınıfının adı konulmuş oldu; Liberty.

SS Patrick Henry’nin inşası 244 gün sürdü. Üretimin başladığı ilk günlerde ortalama 230 günde gemi bitiyordu. Savaşın şiddeti arttıkça daha fazla gemiye ihtiyaç duyulmaya başlandı. Birleşik Devtler’in savaşa girmesi tüm dengeleri değiştirmişti ancak savaşa girmeden önce bile Avrupa’ya nakliye yapan gemilere ihtiyaç artıyordu. Alman yüzey akıncıları ve denizaltıları Atlantik’i gemi mezarlığına çevirmişti. Savaşa dahil olunmasıyla birlikte, Amerikan tersaneleri kendi donanmasına muharip gemiler yapmaya başlamıştı. Bu da nakliye gemileri için yeni tersanelerin kurulmasına neden oldu. Nakliye gemisi üretimi için 18 tersane ayrılmıştı. Üstelik bir sorun daha vardı; erkekler cepheye gidiyordu… Tersanelerde ihtiyaç duyulan iş gücünün sağlanabilmesi amacıyla kadın işçiler gemi inşa işinde çalışmaya başladı. Liberty gemileri bitirildikten sonra yeterli denemeleri yapamıyordu. Çünkü zaman yoktu ve her gemi hemen Atlantik’e açılmalıydı. Usta gemi inşa işçilerinin yerine göreve gelen deneyimsiz işçiler, tasarıma yeterince sahip olamayan gemi mühendisleri, tersaneden çok atölyeyi andıran işletmeler birer handikaptı. Fakat herkesin bir amacı vardı o da Avrupa’ya bir an önce özgürlük gelmesi. Limana varan her Liberty, özgürlük için umut sağlayacaktı. Başlangıçta 230 günde tamamlanan gemiler, 42 gün gibi bir zamanda bitirilmeye başladı. Rekor ise sadece 4 gün ve 15 saatte bitirilen SS Robert E. Peary’ye aittir. Şunu belirtmekte fayda var gemi 24 saat tam vardiya ve daha önce başka sahada bitirilmiş bölmelerin montajı sayesinde tamamlandı. Elbette ki bu bir propaganda amacı güden işti ve bir daha tekrarlanmadı. Tüm tersanelerin üretime girmesi ile birlikte gemi üretiminde korkunç sayılara ulaşıldı. İki günde ortalama üç gemi suya indiriliyordu. Bir gemi İngiltere’ye varmadan bir yenisi suya indiriliyordu. Bir gemi battığında beş gemi suya indiriliyordu. Öyle ki artık geminin üretiminden daha zor bir konu ortaya çıkmıştı; gemiye isim bulmak. Bilim insanlarından sanatçılara, derneklerden siyasetçilere kadar birçok isim gemilere verildi. O dönem 2 milyon savaş tahvili toplayan herkes gemiye isim verme hakkı elde ediyordu. Her bir gemi ortalama olarak 2 Milyon Amerikan Doları maliyete sahipti. Kıyaslama yapmak gerekirse Amerikan orta tankı M4 Sherman’ın o dönemde 55.000 Amerikan doları gibi bir fiyatı vardı.
7 Aralık 1941’de Japonların Pearl Harbor’a saldırması ve ABD’nin II. Denizcilik Komisyonu, 1943’ün sonuna kadar 2.000 geminin inşa edilmesi çağrısında bulundu. Nihayetinde, Birleşik Devletler U-Boatların neden olduğu kayıplara ayak uyduracak kadar gemiye sahipti. Hatta daha fazlasını bile üretebiliyordu. Kolay ve hızlı üretilebilen gemiler tarihe dünyanın en çok üretilen gemisi olarak geçecekti.
Üretimin devam ettiği yıllarda gemilerdeki tekniklerde de değişiklikler yaşandı. Hafif kargo bomlarının yapımında çelikten tasarruf etmek için bir çelik soğuk haddeleme işlemi geliştirildi. Kaynak teknikleri de ilk defa tamamen kaynaklı gemileri üretecek kadar ilerledi. Komple güverte odaları, çift dip bölümleri, kıç çerçeve tertibatları ve gemilerin üretimini hızlandıran pruva üniteleri ile prefabrikasyon mükemmelleştirildi. Toplamda, 1941 ve 1945 arasında 2.751 Liberty inşa edildi ve bu da onları dünya çapında inşa edilen en büyük gemi sınıfı haline getirdi. Bu gemiler için başlangıçta 5 yıl gibi kısa bir ömür biçilmişti. İlk dönem Liberty gemileri, gövde ve güvertede çatlaklarla mücadele etmek zorunda kaldı. 2710 gemiden 12’si, hiçbir belirti göstermeden ortadan kırılarak büyük can kayıplarıyla battı. Savaş sırasında 1500 büyük kırılma tespit edildi. Büyük bir aceleyle çok sayıda gemi üretmek için genellikle deneyimsiz işçiler ve yeni kaynak teknikleri kullanan tersanelerde şüpheler oluştu.

Yapılan incelemelerde, kaynaklı plakadaki çatlakların ilerleyerek diğer plakaya geçtiği tespit edildi. Aynı çelik kullanılan perçinli birleştirmede bu sorun yoktu. Düşük sıcaklıkta kaynak yapılan çeliğin gevrediği fark edildi. Ayrıca Kuzey Atlantik’teki dondurucu soğuğun kaynaklı bölgede sünemeye ve çatlağın kırılgan hale geçmesine sebep verdiği anlaşıldı. Köşeli ambar kapakları gemi yapısında stres noktaları oluşturuyordu. Çoğu zaman kapasite üstü yüklenen gemilerin fırtınalı havada riske girdiği de bir gerçekti. Gemilerdeki çatlama sorununu önleyebilmek amacıyla ambar kapaklarında küçük düzeltmelere gidildi.

Her Liberty gemisi, 38 ila 62 sivil tüccar denizciden oluşan bir mürettebatı ve savunma silahlarını ve iletişim donanımını çalıştırmak için 21 ila 40 deniz personelini taşıyordu. 11 knot hıza sahip bu yavaş gemiler; 2840 cip, 440 hafif tank, 260 orta tank veya 230 milyon tüfek mermisi taşıyabiliyordu. Ayrıca güverte üstünde uçak ve lokomotif taşıma yeteneğine sahipti. Kendini savunabilmesi için pupa ve pruvada 102 mm donanma topuna ve çeşitli kalibrelerde uçaksavar silahına sahipti. Gemilerin temelde dört varyantı vardı. Bunlar kömür gemisi, yakıt tankeri, tank taşıyıcı ve genel hizmet olarak sayılabilir. 1941’lerde gemi motorları yeni teknoloji ile gelişmişti. Ancak Liberty gemileri kendini kanıtlamış güvenilir buhar türbinleri kullandı. Bu motorları üretebilecek çok sayıda fabrika vardı ve tedarikinde hiç sorun yaşanmadı. 18’e yakın fabrika bu makineleri üretiyordu. Parçalar çok kolay yağlanabiliyor ve arıza durumunda hemen müdahale edilebiliyordu. 1943 sonlarına gelindiğinde Liberty gemilerine olan ihtiyaç farklı alanlarda kendini göstermişti. Bu gemiler artık birlik nakliyesi hatta çıkarma gemileri olarak elden geçirilmeye edilmeye başlandı. Özellikle amfibi birlik nakliyesi için oldukça değişiklik yapılmıştı. Bu amfibi gemi güverte üzeri de olacak şekilde 900 askeri taşıyordu. Birlik nakledecek gemiler 550’den fazla asker taşımayacak şekilde tasarlandı. Ancak 33 tanesi ABD limanlarında yakın mesafeler 1600 asker taşıyacak şekilde elden geçirilip bekletilmişti. Gövde çatlakları konusu, alelacele dönüştürülen gemilerde artık personel taşınmaması konusunu gündeme getirdi. Ayrıca bu gemilerde yaşam alanları çok ciddi hastalık sorunlarının baş göstermesine neden olmuştu. Yetersiz içecek/yiyecek depolanması, sanitasyon, ısıtma/soğutma ve tıbbi gereksinimler karşılanamıyordu. Kuzey Afrika zaferi sonrası 250 gemi esir taşıması için ayrıldı. Bu gemilerdeki dönüşüm sonrası doğan sorunlar ve gemini kronik sorunları, birlik taşıma görevinden çekilmesi isteğini doğurdu. Fakat yine de 500-550 kapasiteyle çalışmasına izin verildi. Pasifik’te durum farklıydı. Bu cepheye sürekli takviye yapılması ve anakaraya dönecek askerlerin bir an evvel taşınması gerekiyordu. Nihayet 200 adet Liberty, 550 asker taşıma kapasitesiyle Pasifik cephesine kaydırıldı.
İnşa edilen 2.710 Liberty gemisinden 200’ü savaş sırasında düşman eylemleri, hava koşulları ve kazalar nedeniyle kaybedildi. Bu kayıplar toplam üretiminin %8’i bile etmiyor. Yaklaşık 2500 gemi savaştan sağ çıktı. Bunlardan 835 tanesi sefer dahi görmemişti. Başarısını kanıtlayan bu mütevazı gemiler özellikle Avrupalı işletmeciler için bir nimetti. Yunanistan 526, İtalya ise 98 gemiyi satın alarak deniz taşımacılığında kullandı. Savaştan kurtulmayı başararak ticaret hayatlarına devam eden birçok gemi, savaştan sonra temizlenemeyen mayınlara çarparak battı. Yine bazıları da kötü havalarda parçalanarak battı. Kimisi ise uzun yıllar denizlerde hatta okyanuslarda nakliye yapmaya devam etti. Amerikan Ordusu dönem dönem bu gemileri kullanmaya devam etti. 1969-70 yıllarında hepsi hurdaya çıkarıldı. Günümüzde sadece iki tane Liberty gemisi, SS John W. Brown ve SS Jeremiah O’Brien göreve devam etmektedir. SS Jeremiah O’Brien büyük ölçüde orijinal durumunda kalırken, SS John W. Brown bir okul gemisi ve birçok iç değişimle uzun bir kariyere sahipti. Her ikisi de düzenli olarak denize açılan müze gemileridir. 1994’te SS Jeremiah O’Brien, D-Day’in 50. yıldönümü için San Francisco’dan İngiltere ve Fransa’ya gitti. Overlord Operasyonu yıldönümüne ve 1944’teki çıkarmaya katılan tek büyük gemiydi. Bugün bir gemiye yüklenen her 10,200 tona “Özgürlük yükü” adı verilir.
Açıklamalar:
Kadet: Askeri amaçla hizmet edebilmek için eğitim alan kişi.
USMC: United States Maritime Commission (Birleşik Devletler Denizcilik Komisyonu).
EC2-S-C1: Emergency Cargo 140/150 m-Steam engine-C1 design (140/150 metrelik acil nakliye-buharlı motor-C1 tasarımı)
Sanitasyon: Atık ve kullanılabilir gıda maddeleri ya da suyun ayrı ayrı depolanabilmesi, ayrıştırılması.
Kaynaklar:
- www.defensemedianetwork.com
- www.nps.gov
- www.usmm.org
- www.ssjohnwbrown.org
- wikipedia.org
- wikipedia.org
