6 Gün Savaşı’ndan sonra Sina Yarımadasını ele geçiren İsrail, Süveyş Kanalı’nın doğusuna hakim olmuştu. Batı yakasındaki Mısır’dan gelecek saldırılara karşı önlem amaçlı kanalın doğu yakasına bir savunma hattı inşa ettiler.
Adını, Genelkurmay Başkanı Haim Bar-Lev’den alan hat, kanal boyunca yükseltilmiş kum tepeleri, bu kum tepeleri arasına yapılmış beton istihkamlar, istihkamlar arası siper ve demiryolu hatlarından oluşuyordu. Hat boyunca dizilen tank ve toplar ile de batı yakasını kontrol ediyorlardı. Hattın gerisinde, Mısır menzilinin dışında askeri kışlalar yer alıyordu. Olası bir Mısır saldırısı Bar Lev Hattı’nda karşılanacak, hemen ardından gerideki kuvvetler cepheye yetişecekti. Ayrıca saldırı anında kanala petrol verilerek geçilmesini imkansız hale getirmek için hattın altından Süveyş’e giden petrol kanalları açıldı.
Hat, o günkü koşullarda geçilmez olarak kabul ediliyordu. İsrail yetkililerin ”Hattı geçmek için Amerikalılar ve Sovyetler beraber çalışmalı” sözleri de hatta ne kadar güvendiklerini gösteriyordu.
Mısır, bu hattı aşmak için sıradaki savaştan yıllar önce çalışmalara başladı. Çölde benzer kum tepeleri oluşturarak tatbikatlar yaptı. Ancak hattı geçmek uzun süre aldığı gibi yoğun teknik uğraş da gerektiriyordu. Bunlar ancak hattın arkasındaki İsraillilerin oturup beklemesi ile sonuç verebilirdi.
Bu çalışmaların birinde genç bir subay olan Baki Zeki Yusuf ilk etapta işleri zorlaştıran kum tepelerinin su ile yıkılabileceği fikrini üstlerine bildirdi. Buna göre iş makineleri ile aşılmasının uzun süreceği kum tepelerini zaten kanal sayesinde temin etmekte sıkıntı çekmeyecekleri su ile yıkabilirlerdi. Bunun için tek gereken tarımda kullanılan su motorları idi. Mısır, hemen İngiltere ve Almanya’dan büyük ölçekte kullanılan su motorları aldı.
Yom Kippur Savaşı aynı zamanda Ramazan ayına denk geliyordu. İsrail tarafına ufak çapta hazırlık haberleri gelse de Mısırlıların Ramazan ayında saldırmayacaklarını düşünerek önemsenmiyordu. Ayrıca Mısır tarafı da askerlerine Umre izinlerini vermeye devam etti ve ön saftaki askerlerin bilinçli olarak disiplinsiz bir görüntü vermesini sağladılar. Savaş başlamadan bir gece önce petrol kanallarını dalgıçlar betonlarla kapattılar. Aslında bu kanallar tehlikeli bulundukları için kullanılmıyordu.
Savaş başladığında kanalı hızlı geçen askerler su motorları ile kum tepelerinde gedikler açarken diğerleri bu gediklerden yukarı çıkıyordu. Hemen ardına seyyar köprüler ile zırhlıların geçişi sağlandı. İlk etapta 30, günün akşamında ise yaklaşık 60 gedik açılmıştı. Saldırıdan 6 saat sonra 30 bin Mısır askeri karşı taraftaydı. 18 saat sonra bu sayı 100 bine ulaştı.
Ancak Mısır bu üstünlüğünü koruyamadı. Savaşın ilerleyen safhalarında aynı yoldan geri çekildiler.

Yüksek Lisans öğrencisiyim. Güncel siyasi olaylardan ziyade Ortadoğu başta olmak üzere bölgelerin tarih, coğrafya, kültür konuları ilgi alanımdır.
Şehmus Bey gene döktürmüş. Banada emeğinize sağlık demek düşer.
Şehmus baba süper yazı