Birinci Dünya Savaşı Sonrası Alman Tankları (1. Bölüm

Bu yazımda, dünyaca meşhur hale gelmiş Alman tanklarının I. Dünya Savaşı’ndan sonraki evrimini, kronolojik olarak ele alacağım. Birtakım teknik veriler içerdiği için, yazımı ikiye bölmeyi uygun gördüm. 1. Bölümde, Almanların Versay Antlaşması’nı delerek ürettikleri ilk tank olan ‘’Leichtraktor’’ ile, 2. Dünya Savaşı’nda en çok üretip kullandıkları tank olan Panzer IV arası tanklar yer almakta.

İyi okumalar diliyor ve Alman futbol takımının dahi lakabı olan meşhur Panzer serisinin ilk tankıyla, Leichtraktor ile başlıyorum.

Bir Serinin Doğuşu: Leichtraktor

I. Dünya Savaşı’nın ardından, Versay Antlaşması ile Almanya’nın askeri gelişimi kısıtlanmıştı. Fakat ”Traktör” adı altında – tabi ki gizli şekilde – askeri araçlar ve topçu birimleri geliştirilmeye başlanmıştı.

Bu araçlardan olan ”Leichttraktor”, hem Rheinmetall hem de Krupp tarafından prototip seviyesinde üretildi. Motoru önde, tareti ise arkadaydı. 1928’de, Rheinmetall 289 tank siparişi ile ödüllendirildi fakat sipariş sonradan iptal edildi. Krupp prototipinde helezonik yay süspansiyonu, Rheinmetall prototipinde ise yaprak yay süspansiyonu vardı.

Sovyetler ve Almanlar arasında 1922 yılında gizlice Rapallo antlaşması imzalanmıştı. Almanlar, bu yeni tankı Sovyetler Birliği’ndeki Kama Tank okulunda 1926-1933 arasında denediler.  Bu okul, iki ülke orduları tarafından tarafından (Kızılordu/Reichswehr) kullanılan ortak deneme arazisiydi. ”Kama” ismi de, okulun bulunduğu Kazan şehrinden ve burada göreve atanan Üsteğmen Malbrant’ın isimlerinin karışımından gelmekteydi.

Tankın önden, arkadan ve yandan görünümleri. Leichtraktor 9 ton ağırlığa, 37mm’lik topa ve MG13 makineliye sahipti.

Leichtraktor (Hafif traktör), burada denenen 3 prototipin gizli adıydı. İkinci Dünya Savaşı başlayınca bu tanklar eğitim tankı olarak kullanıldılar. Ortalama 9 ton ağırlığa, 37mm’lik topa ve MG13 makineli tüfeğe sahiptiler. Mürettebatı ise 4 kişiydi (komutan, sürücü, radyo operatörü ve yükleyici).

Teknik olarak pek bir şey ifade etmese de, Almanya’nın, Versay Antlaşması’nı delerek tank üretmesi ve Panzer serisine önayak olması açısından büyük önem taşımaktadır.

Tanka ait bazı çizimler, 1930.

Elle Tutulur İlk Adımlar: Panzer I

1932’de geliştirilmeye başlanan bu Alman hafif tankı, 1934 yılında ise seri üretime girdi. Başta eğitim tankı olarak tasarlanmasına rağmen, İspanya İç Savaşı’nda ve İkinci Dünya Savaşı’nda Polonya, Fransa, Rusya ve Afrika cephelerinde kullanıldı.

İspanya İç Savaşı’nda edinilen tecrübeler, ileriki tasarımlar için önayak oldu (Fransa ve Polonya cepheleri). 1941’de, şasesi başka araçlar için kullanıldı ve ömrü uzatıldı, ki İspanya Ordusu bu tankları 1954 yılına kadar kullanmıştır.

Çift personelli ve makineli tüfekli Panzer I.

Panzer I’in savaş performansı, ince zırhı ve 2 makineli tüfekten oluşan silahı nedeniyle kısıtlı kalmıştır. Eğitim amaçlı tasarlandığından, kendi sınıfındaki diğer tanklar gibi (örn. Rus T-26) güçlü değildi. Buna rağmen, 1939/41 arası Almanların zırhlı gücünün büyük kısmını oluşturmuştur. Savaşın ilk yıllarında, özellikle Polonya ve Fransa’daki katkıları büyüktür.

Savaş Tarihi

1936/39 yılları arasında toplam 132 tane Panzer I tankı, Faşist lider Franco’ya yardım için Hitler tarafından İspanya’ya gönderildi. Cumhuriyetçilerde ise Rus yapımı Ba-10 ve T-26 araçları vardı ki bu araçlar, Panzer I tanklarına göre üstündü (Panzer I’de makineli tüfek varken bu araçlarda 45mm’lik top vardı.)

Bu nedenle araca daha sonra 20mm Breda ve FlaK 30 topları takıldı ki bu toplar, 40 mm zırhı 250 metreden delebiliyordu. (Makineli ile ise 150 metreden fazla yaklaşmak gerekiyordu.)

1937’de Panzer I’ler Çin’e de satıldı ve burda kullanıldı. Japonlar tarafından bu tanklar ele geçirilince, iyi düzeyde olan Japon-Alman ilişkileri nedeniyle bu tanklara Japonlar tarafından ”Rusya’da imal edilmiştir” damgası basılmıştır.

1939’da Polonya’nın işgali esnasında Alman zırhlı kuvvetlerinin büyük bir kısmı Panzer I tanklarından oluşmaktaydı. Fakat, zayıf zırhı nedeniyle Leh anti-tank silahlarına karşı zayıftı. Bu yüzden Almanlar, daha kalın zırhlı Çek tank tasarımlarına yöneldiler. 1940 yılında 2574 tankın 523’ü Panzer I ve yaklaşık 350’si Çek tasarımları olan Panzer 35(t) ve Panzer 38 (t) tanklarıydı. Buradan söylemek mümkündür ki bu yıllarda Alman zırhlı kuvvetlerinin önemli bir kısmı Panzer I türü hafif tanklardan oluşmaktaydı.

Panzer I ‘’Befehlspanzer’’ Komuta aracı Polonya’da, 1939.

Daha sonra bu tank Yunanistan ve Afrika cephelerinde de kullanıldı. Fakat paletleri dar olduğundan ve zırhı da ince olduğundan Rus cephesinde de kullanılmasına rağmen etkili olamadı (T-34 ve KV-1 tanklarına karşı zaten şansı yoktu.) Buna rağmen, 1941 Barbarossa Harekatı esnasında 3300 Alman tankının 410 tanesi Panzer I’di.

Savaşın ortalarına doğru etkisini ve gücünü ağır tanklara tamamen kaybeden Panzer I, yine de farklı modellerde kullanıldı. Örnek olarak şasesi Panzerjager I’de, hatta üzerine 150mm SıG 33 obüsü eklenerek bile kullanıldı. Tamamen silahsız ve üzeri açık, eğitim amaçlı modelleri, komuta tankı ya da onarım aracı modelleri de mevcuttur.

Panzer I şasisi üzerine 150’lik obüs takılı model, sIG-33
Panzer I’in üzerine bu şekilde monte edilen 150’lik top ise, tankın tepişi kaldıramaması ve akabinde devrilmesi nedeniyle fazla kullanılmadı.  
“Ladungsleger” mayın temizleyicisi.

Birçok türü olduğundan teknik özelliklerden bahsetmek zor, MG34’ten başlayıp 150mm obüse kadar birçok silah üzerinde kullanılmıştır. Panzer I, meşhur Panzer serisinin ilk tankı olması ve savaşın başındaki rolüyle önem arz etmektedir.

Panzer I şasisinin kullanıldığı bazı araç modelleri.

Seri gelişiyor: Panzer II

Panzer III ve IV tankları gelene kadar aradaki boşluğu tamamlamak için ara model olarak 1934 yılında tasarlanmıştır. Henschel, Krupp ve MAN firmalarıyla kontrat yapılmış ve asıl rolünü gizlemek için ”Sanayi Traktörü 100” adı altında üretilmiştir.

Famo, MIAO ve Wegmann firmaların ürettiği Panzer II, Alman zırhlı birliklerinin Fransa’yı işgali sırasında temel taşını oluşturmuştur. Fransa Harekatı sırasında 1000 adet Panzer II tankı ön hatlarda görev almıştır. Daha sonrasında Sovyet cephesinde de görev aldıysa da, artık tasarımı eskimişti. Yetersiz silah ve zırhı nedeniyle Rus tankları karşısında etkisiz kalmıştır. Aslında bu tank, direkt savaş yerine eğitim tankı olarak tasarlanmıştır.

Panzer II Polonya’da, 1939. 20mm’lik top göze çarpıyor, zira bir önceki model Panzer I’de top yoktu.

İlk model olan Ausf. A 1935 yılında üretilmiştir. Bu model, 20mm’lik topa ve 7.92 mm’lik makineli tüfeğe sahipti. 3 kişilik mürettebata ve 7.5 tonluk ağırlığa yetersiz kalan 130 bg motora sahipti. Bu nedenle Ausf. B modelinde 140 bg’lik motor kullanıldı. Aynı zamanda ön zırh da kalınlaştırıldı.

Panzer II, Polonya, 1939.

Ausf. C modeli ise 1937 yılında üretildi. Bu modelde, zırh kalınlaştırıldı ve süspansiyonu güncellendi. 1938’de ise Ausf. D ve E modellerinde ise torsiyon barı eklendi ve bu sayede tankın hızı 55 km/s’ye çıktı. Final modeli olan Ausf. F modelinde ise zırh 35 mm’ye yükseltildi ve ağırlık 10 tona çıktı. Bu nedenle hızı düştü.

Panzer II’nin iç detaylarını gösteren bir çizim.

Panzer II’ler savaşta aynı zamanda keşif tankı olarak da kullanıldı. (Bunlara Luchs denmektedir) Bir diğer ilginç detay ise olası İngiltere işgali için tasarlanan, denizde yüzebilen amfibik modelinin de olmasıdır.

Tasarımı eskimesine rağmen şasesi kullanılmaya devam etti. Örneğin, ele geçirilen Rus 76.2 mm anti tank topları monte edildi ve Marder I ortaya çıktı. 75mm ‘lik Alman anti tank topu monte edilince ise Marder II üretilmiş oldu. 105 mm’lik topun eklenmesiyle de Wespe obüsleri sahneye çıktı.

Aşağıda ise, örnek teşkil etmesi açısından en gelişmiş model olan Ausf. F’nin teknik özelliklerini verelim:

PzKpfw II Ausf F

Mürettebat: 3

Ağırlık: 10000 kg (22,046 lb)

Ölçüler: Uzunluk 4.64 m ;geniAYlik 2.30 m ; yA?kseklik 2.02 m

Güç: 1x Maybach 6 silindir benzinli motor 140hp (104kW)

Performans: Maksimum yol hızı 55 km/s (34 mil); maksimum yol menzili 200 km (125 mil)

Tunus’ta Müttefik güçlerince ele geçirilmiş bir Panzer II Ausf. F.

Çeliğe Çelik: Panzer III

1930’ların ortalarına gelindiğinde, her Alman zırhlı taburunun 3 takım hafif-orta tanklara ve 1 takım iyi zırhlanmış ve silahlanmış orta tanklara sahip olması planlanmıştı. Burada, hafif-orta tank olarak planlanan tank Panzer 3, orta tank olarak planlanan tank ise Panzer 4 oldu.

Heinz Guderian’ın orta sınıf bir tank için gerekli özellikleri belirtmesinin ardından, 11 Ocak 1934’te Ordu Silahlar Departmanı orta sınıf bir tank için gereken özellikleri yayınladı. Bu tank en fazla 24 ton ağırlığında ve 35 km/sa’lik hıza sahip olmalıydı. Araç, Alman Panzer birliklerinin ana muharebe tankı görevini üstlenecek ve düşman tanklarını yok etmekle görevlendirilecekti.

Sudan geçen Panzer III Ausf. N’ler.

1935 yılında MAN, Daimler-Benz, Krupp ve Rheinmetall-Borsig firmaları ile prototip tanklar için antlaşmalar yapıldı. İlk başlarda tankta 37mm’lik top vardı fakat taret 50mm’lik top takılacak şekilde geniş tasarlanmıştı, böylelikle tank ilerde kolaylıkla geliştirebilirdi.

A, B ve C modelleri az sayıda üretildi, zaten süspansiyon dışında bir fark bulunmamaktaydı. D ve F modellerinde ise zırha kalınlaşmaya ve komutan kupolasında iyileştirmelere gidildi. 1939 yılında ise tanka 50mm’lik topa geçildi ve bu model de F modeli olarak 1940 yılında üretime girdi. G modelinin ise motoru güçlüydü. H modelinde ise Rus cephesi için geniş paletlere geçildi (1941).

Panzer III Ausf. L / Bovington Tank Müzesi – İngiltere

Rus cephesinde T-34 tanklarıyla baş edemeyince, uzun namlulu Kwk 39 L/60 topu takıldı ve bu model de J modeli oldu. 1942 yılına gelindiğinde 37mm’lik versiyonları neredeyse hiç kalmamıştı. Sonraki model L’de ise zırh büyük ölçüde arttırıldı, tank neredeyse yarı yarıya ağırlaşarak 22 tona çıkmıştı. M ve N modellerine ise Pz 4 tanklarında kullanılan 75mm L/24 topu takıldı.

En çok üretilen Panzer III modeli olan Ausf. J, zırhları kalınlaşan düşman tanklarının alt edebilmek için 50 mm’lik uzun namlu tanksavar topuyla donatılmıştı.

Ağustos 1943’a gelindiğinde ise tankın üretimi durduruldu. Şasesi ise savaşta efsane olan StuGlarda kullanıldı. Şasesinin üretimine ise savaşın sonuna kadar üretilmeye devam edildi.

Schürzen (Etek zırhlı) bir Panzer III. Bu zırh, HEAT mermilerine ve tanksavar tüfeklerine karşı ekstra koruma sağlaması için özellikle Panzer III ve IV’lere uygulanmıştı.

Panzer III ilk olarak Polonya saldırısında kullanıldı. Daha sonra Fransa’da, Afrika’da, Rusya’da da kullanıldı. Mürettebat dizilimi ise genel olarak diğer tanklarla aynıdır; önde sürücü, yanında radyo operatörü/makinalı tüfekçi, 3 kişilik yükleyici, komutan ve nişancı ekibi ise tarette bulunmaktaydı. Motor ise tankın arkasındaydı. Süspansiyon ise torsiyon barı sistemidir ve 6 küçük tekerden oluşmaktadır.

Alev silahı takılmış modeli, Flammpanzer III. 6 tekerden oluşan süspansiyon net bir şekilde görülüyor.

T-34 ve KV tankları ortaya çıkana kadar, T-26, H-35, 7TP gibi tanklara karşı üstün durumdaydı. Fakat savaşın ilerleyen safhalarında etkisiz kalmış, yeni modellere geçilince de savunma rolünde kullanılmışlardır.

Nitelik ve Nicelik: Panzer IV

1934 yılında Ordu Silah Departmanı, orta traktör (mitteren Traktor) adı altında, Alman ordusunun kullanacağı bir tank arayışı içinde girdi. Rheinmetall-Borsig (VK 2001), MAN (VK 2002) ve Krupp (VK 2001) modelleriyle işe müdahil oldular.

Sonunda ise Krupp’ın VK 2001 (K) prototipi seçildi ve üretime başlandı. İlk modeline Ausf. A (Sdkfz 161) ismi verildi ve gizli ismi ortadan kalmış oldu.

F2 modeline kadar kısa namlulu, düşük hızlı piyade destek topuyla donatılan Panzer IV’ler, Afrika’da ağır zırhlı İngiliz Matilda tanklarına karşı etkisiz kalması nedeniyle, uzun namlulu 75 mm KwK 40 topuyla donatıldılar. Böylelikle tankın anti-tank performansı ciddi oranda arttı, neredeyse tüm tanklara karşı etkiliydi. Öyle ki, İngilizler bu yeni modele ”Panzer Mark IV Special” ismini verdiler.

Panzer IV Ausf. D’yi gösteren bir çizim. F2 modeline kadar, Panzer IV’lerde tanksavar topu yerine düşman personeline yönelik, yüksek patlayıcılı fakat düşük hızlı mermi atan kısa namlulu toplar kullanılmıştı.

Sonrasında ise F2 modeli G modeli olarak yeniden isimlendirildi. Bu süreçte ön ve kupola zırhında iyileştirmeler yapıldı. Hitler daha sonra tüm Panzer IV’lerin 80mm zırha sahip olmasını emretti. (1943)

Panzer IV Ausf. F2. Uzun namlulu tanksavara sahip ilk Panzer IV modelidir. 75mm’lik bu top, döneminin tüm orta tanklarına karşı etkiliydi.
Kemal Sunal, askerliğini yaptığı Etimesgut’ta Panzer IV Ausf. G’nin önünde poz veriyor. Türkiye, Almanya ile gelişen ilişkiler sonucunda Panzer III ve IV almıştı.

Diğer model ise, Panzer IV’nin en gelişmiş ve zırhlı modeli olan, H modelidir. HEAT mermilerine karşı boşluklu zırhla donatıldı ve KwK topunun daha güçlü bir modeli eklendi. Ayrıca yapışkan bombalara karşı zimmerit de uygulandı. Bu değişiklerle birlikte tankın ağırlığı 25 tona çıktı, hızı ise 38 km/s’ye düştü.

En gelişmiş, en zırhlı fakat en maliyetli Panzer IV modeli olan Ausf. H

Fakat, daha sonra artan kayıplar nedeniyle, üretimin hızlandırılması amacıyla, basitleştirilmiş versiyon olan J modeline geçildi. Zimmerit uygulamasından vazgeçildi ve etek zırhları kaldırıldı. Artan kayıpların dengelenmesi için üretimi hızlandırmak adına böyle bir adım atılmıştır. (1944)

Ayrıca, şasesi çeşitli araçlarda da kullanılmıştır, Jagdpanzer tank avcısı, Wilberwind ve Oswind uçaksavar sistemleri gibi. Buna, köprü döşeyici ve vinç gibi araçlar da eklenebilir.

4 namlulu uçaksavar Flakvierling 38 takılı Möbelwagen. Yapımında Panzer IV şasisi kullanılmıştır.
Panzer IV Ausf. G ve kupolasında Mp-40’ı ile poz veren komutanı.

Panzer IV, savaşta hem üretimde hem de etkin olarak savaşta kalmış tek Alman tankıdır. (Bir yandan üretilirken bir yandan cepheye sürülmüştür ve bu 1945’e kadar devam etmiştir.) Bu özelliği ile Alman zırhlı kuvvetlerinin %30’unu tek başına oluşturmuştur.

Başlarda düşman tanklarına karşı etkisiz ve dayanıksız kalsa da, yapılan birçok geliştirme ile (Ausf. A-J) bu eksiklik giderilmiştir. Kendi fikrimce, savaşın ilerleyen yıllarında ağır tanklara karşı yine etkisiz kalsa da, kendi sınıfı için (orta tank) dengeli zırh/hız oranı ve etkili topu ile başarılı olmuş bir tanktır. Ek olarak, savaşın başından sonuna kadar her cephede kullanılmış olması, tankın önemini göstermektedir.

Savaştan sonra da, 1967 6 Gün Savaşında kullanılmıştır.

Özetlemek gerekirse, Panzer IV 8500-9000 üretim adediyle Alman zırhlı kuvvetlerinin belkemiğini oluşturmuştur. StuG III’ten sonra (yaklaşık 10.000) en fazla üretilen zırhlı araçtır. Ayrıca en fazla ihraç edilen tank özelliğini de taşır. Türkiye de H ve G modellerinden almıştır. Dahası, burada ekleyemediğim birçok farklı türevinin olduğunu da söylemek istiyorum.

Yazı dizisi, Panther ve sonraki tankları ele alan Bölüm II’yle devam edecek, sağlıcakla kalın.

Content Protection by DMCA.com

2 Replies to “Birinci Dünya Savaşı Sonrası Alman Tankları (1. Bölüm”

  1. Efsane ayrıntılarlar dolu bir yazı. Emeğinize sağlık.

Comments are closed.