Bu yazımda sizlere İsveç MBT’si/Tank Avcısı Stridsvagn 103, kısaca STRV 103 tankından kısaca bahsedeceğim. Çalışmamın asıl kısmını ise STRV 103’ün 1960-1970 arasındaki orijinal test sürecinden görüntüleri ve bu görüntülerin açıklamaları oluşturuyor.
STRV 103, 1950’lilerde Sovyet tehditine karşı İsveç ordusu için geliştirilmeye başlandı. Aracı ilginç kılan bir çok farklı özelliği bulunmaktaydı. Savaştan sonra rafa kalkan taretsiz tank konseptinin ender örneklerinden biriydi. Tank, üzerinde sabit pozisyonda kullanılan bir 105 mm yivli topa sahipti ve bu topun dolumu dünyanın en gelişmiş otomatik yükleyicisi ile sağlanıyordu (STRV 103’ün bilgisayar sistemi geliştirilmiş D versiyonu, 1990’larda yapılan testlerde en gelişmiş modernizasyona sahip M60’lardan bile yarım saniye daha hızlı yükleme yapıyordu).
Topu hedefe yöneltmek için tankın istenilen her yöne yüksek açı değerlerine kadar hareket etmesini sağlayan hidro pnömatik süspansiyonu bulunuyordu. Tank, İsveç’in ormanla kaplı ve tepeliklerden oluşan coğrafyasında korunma gücü konusunda doğadan da faydalanması üzerine dizayn edilmişti. Araç, önünde yer alan buldozer ağzı ile kısa sürede önüne topraktan bir siper oluşturup mevzilenebiliyordu.
İsveçli askeri mühendislerin ise en çok üzerinde durduğu husus tankın personelinin korunmasıydı. Tank her ne şekilde isabet alırsa alsın mürettebatın can güvenliği birincil öncelik olarak belirlenmişti. Bu bağlamda STRV 103; hem Sovyet, hem Batılı devletlerin zırhlı araç doktrininden ayrılmış bir noktaydı zira diğer devletler bütün projelerini tank personelinin tankın içerisine merminin nüfuz etmeden korunmasını ön plana çıkarıyordu. İsveçli mühendisler ise hem tankın isabet almaması, isabet alırsa delinmemesi (bunu agresif açı değerleri ile sağlamayı amaçlamışlardı), hem de tank her ne şekilde delinirse delinsin personelin tanktan sağlıklı bir şekilde ayrılma imkanı olmasını esas almıştı. Bunun nedenini anlamak, İsveç’in nüfusuna ve demografik yapısına baktığımızda hiç de zor olmayacaktır.
Bu noktadan sonra 1960’ların sonundaki STRV 103A test görüntülerini ve kendi açıklamalarımı sizlerle paylaşmak istiyorum:
Tank personelinin tankın içerisindeki ilginç konumları.Tanklara yapılan atış testlerinde kullanılan tüneller… Bu tüneller sayesinde seken ya da parçalanan zırh delici mermilerin doğaya ya da ortamda bulunan diğer malzemelere zarar vermesi engellenir. Bu tünelin ucunda tank bulunur ve çevrede korunaklı bölmelere yerleştirilmiş yüksek kaliteli kameralar aracılığıyla merminin zırh üzerindeki etkisi incelenir.STRV 103 üzerine uygulanan atış testinde kullanılan 105 milimetrelik 1961 üretimi APDS (Armour-piercing discarding sabot) mermisini görüyoruz. Bu mermi tipi 2.Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru kalın zırhlı Alman tanklarını delebilmek için geliştirilmişti. Tungsten başlığı ve ayrılabilir kaplaması ile hem namlu çıkış hızı yüksekti (1465 m/s seviyesindeydi, normal AP mermiler ise 1000 m/s civarıydı), hem de hedefe varana kadar daha az hız kaybı yaşıyordu.Bir önceki görselde niteliğini açıkladığımız merminin, STRV 103’ün üst zırhı üzerine yapılan atışının yavaşlatılmış görüntü kaydı yapan kameralar aracılığıyla zırha temas etmesinden kısa süre önce elde edilmiş görüntüsü.Merminin zırhtan sekmesi esnasında komutan kapağı önünde yarattığı ufak çapta tahribat. Operasyonel performansta bir düşüşe neden olmamış.Daha gelişmiş bir 1962 üretimi APDS mermisi ile yandan tankın yakıt deposuna doğrudan bir atış yapılmış. Tank alevler içinde kalmış… Beyaz duman bize otomatik yangın söndürücünün devreye girdiğini söylüyor. Tankın orta kısmında bulunan ufak yedek yakıt deposu ile güvenli bir bölgeye kadar gidebileceği yetkililer tarafından belirtilmiş. Motor bloğu sağlam.Tankın ana yakıt deposunu imha eden merminin giriş yeri ve yol açtığı tahribat.Bir başka testte kullanılan, otomatik uçak toplarının kullandığı 20 milimetrelik APIT ve 30 milimetrelik parça tesirli yüksek patlayıcı mermi.25 derece açı ile yaklaşan uçağın 30-40 mermilik ateşi sonrası üst gövde üzerindeki donanımlarda meydana gelen tahribat. Mürettebat etkilenmemiş fakat görüntü vizörleri hasar görmüş. Buna bağlı olarak görüş mesafesine negatif bir etki olmuş, tank hala tamamen operasyonel.Testlerde kullanılan bir diğer mermi: 43 kiloluk yüksek patlayıcılı topçu mermisi. Topçu birimlerinde en çok kullanılan türden… Amfibi ve şarapnel testlerinde bu mermi kullanılmış.Tank amfibi harekatı sırasında set perdeleri açık şekilde hareket halindeyken, araçtan 8 metre uzakta bir önceki görselde niteliğini açıkladığımız mermi infilak ettiriliyor. Perde deliniyor ve tank batıyor. Bu durum neticesinde tankın içerisine can güvenliği için şişme yelekler yerleştirilmiş. Personel korumasına verilen önem yine dikkat çekiyor.Aynı yüksek patlayıcı mermi ile doğrudan şarapnel etkisi testi… Merminin infilakı sonucu tank üzerinde oluşan etki, uçak topu ile doğrudan isabet alması ile oluşan hasara kıyasla daha hafif kalıyor. Tankın içerisine bir nüfuz söz konusu değil. Tank hala tam operasyonel durumda.STRV 103, yaklaşık 22 kiloluk anti-tank mayını testlerinde. Dönemin en etkili mayınlarından… Mayın tankın sol paletinin tam ortasında patlatılmış.Paletin durumu oldukça kötü görünüyor fakat aracın durumu sanılandan daha farklı… Tank personelinde herhangi bir yaralanma söz konusu değil, ufak çaplı bir şok etkisi ve geçici duyma kaybı mevcut. Palet, tankın üzerindeki malzemeler ile 3 saatte onarılabilecek durumda. Elbette testlerde tankın içerisinde kimse yok, elektronik aygıtlar vasıtasıyla basınç durumu ve sarsılma etkileri ölçülüyor.HEAT türevi mermilerin palete doğrudan atışı sonucu oluşan tahribatlar.Nükleer testler, nükleer silahın infilak etmesi sonucu oluşan rüzgarın tank üzerindeki etkisini sınamak için yapılan testlerdir. Nükleer bombaların patlaması sonucu ortaya çıkan yıkıcı rüzgar duvarı saatte yaklaşık 2500 kilometre hızla hareket eder. Bu rüzgar duvarı operasyonel durumda bulunan tanka ulaştığında aracın takla atmaması ve namlusunun zemin ile temas etmemesi gerekir. STRV 103 rüzgar etkisiyle ciddi boyutlarda yalpalansa da paletlerinin üzerine kalmayı başarıyor.